22 Temmuz 2015’te hayata yeniden başladım. O sabah geçmişten tüm bağlarım kopmuş bir halde uyandım; hiç hesapta olmayan isteklerde bulundum ve hatta aksiyon bile aldım bunun üstüne. Farsça öğrenmeye ve Latin Amerika yollarına koyulmaya dair adımlar attım. Bu adımlar beni yeni insanlara, yeni yerlere, yollara götürdü. Benim hayatımın bir klasiği olan ‘gitmek istediğim yerler’ ‘nereye gittiğim’ farklı oldu ama sebepler oldu, vesileler oldu.
Velhasılı bugün 10 nisan 2016, bitti! 8 ay bitti. Başladığım macerada yeni bir aşamaya geçiyorum. Kendi yolumda, gururla, yeni maceralara doğru.
Dedim ya hayata yeniden başladım. Sanki bu 8 ay önceki 30 yılın tekrar yaşanması oldu. Doğumum, çocukluğum, ailem, okul hayatım, üniversite yıllarım, ilk işe başlamam, iş değişikliklerim, hastalıklarım, düşmelerim, kalkmalarım…Hepsi tekrar tekrar yaşandı. Her an, başka bir görünümle tekrar hayata geldi. Zaman kavramından bakarsak mesela 4 yılın 4 günde aynı şekilde yaşanması, her anının üst üste aynı anda yaşanması. Çok karmaşık duruyor değil mi? Öyleydi. Zaten pek stabil duygulu bir insan hiç olmadım ama frekansın yoğunluğu yoruculuğunu da artırdı. Olağandışı ve daha yoğun krizler yaşadım. Daha çok kavga ettim. Kendimle. Daha çok öldürdüm ama daha çok diriltemediğimi düşündüm hep.
Bugün bitti! Gidenler gitti, yine, kalanlar da var, bugün hala anlamlı olan. Farkındayım ki şimdi hepsi bitince daha büyük bir şey diriliyormuş, daha büyük bir şey hayat buluyormuş. Yıllarca emek verdiğim şeyler yeniden anlam kazanıyormuş. Bu daha önceleri çok kere ölüp yeniden yarattığım dünyalarımda öğrendiğim bir şeydi ama bugün 30 yılın ardından ve üstüne nerdeyse 1 yıllık da yoğun bir özetin ardından tekrar kafama dank etti diyelim.
Yine farkındayım ki eskiden 3 yılda aştığım düşüşlerden sonraları 3 ayda kalkmaya başlamışım, şimdiyse 3 gün. Üç vakte kadarlar kısalmış, kolaylaşmış. Ne kadar güzel öğrendiğimi görmek ki yenilerine daha güçlü hazır olabileceğim.
Sevgi, hep hayatımın anlamı oldu. İçimde hep histerik bir taraf olsa da ;) (çok da sevdiğim bir taraftır kendisi). Sevginin kurban olmak olmadığını tekrar tekrar görmek, sevginin alınan değil verilen bir şey olduğunu görmek; kendine ve başkalarına ve her şeye. Bunun getirdiği beklentisizlik ve özgürlük. Hayır diyebilmek, kendine evet diyebilmek sadece, samimiyet. Ve evet, bazen kavga etmeye de evet diyebilmek. Yıllarca verdiğim emeğe, emeğimin karşılığını almaya, pes etmemeye, devam etmeye, bitirmeye, yeniden başlamaya güç bulmak için o kavgayı vermeye de razı olmak.
Bedenimin bütünüyle bu hayatı yaşayıp, bütünüyle tepki vermek.
Şimdi yeni bir yol başlıyor. Kolay olmayacak. Yine düşülecek, kalkılacak, ağlanacak, gülünecek. Ama yaşanacak, keyifli olacak, güçlü olacak, gururlu olacak, her zamanki gibi…
Bahar geldi. Sevindim.